“İnsan bir ikilemdir, hem evettir hem de hayır. Bu senin
anormalliğin değildir, bu insanlığın normal durumudur.” (s.7)
“Ve aşk zihnin bir fonksiyonu değildir, zihinsizliğin
fonksiyonudur. Ya da buna yürek diyebilirsin, bu da aynı anlama gelir. Zihinsizlik
ve yürek eş anlamlıdır.” (s.38)
“Gerçek aşk yalnızlıktan kaçış değildir; gerçek aşk
taşkın bir yalnızlıktır. Kişi yalnız olmaktan o kadar mutludur ki, paylaşmak
istemektedir. Mutluluk her zaman paylaşmak ister.” (s.70)
“Zeka, sana yalnız olmak cesareti verir ve yaratıcı olma
görüşünü verir. Yaratıcı olmak için büyük bir dürtü, büyük bir açlık doğar. Ve
ancak o zaman, bir sonuç olarak mutlu olabilirsin, keyifli olabilirsin.”
(s.103)
“Masumiyet kapıdır, masumiyet yoluyla güzelliğin içine
girersin.” (s.143)
“Müzikte anlaşılacak ne vardır? Anlaşılacak bir şey
yoktur. Tadılacak bir şey kesinlikle vardır; içilecek ve sarhoş olunacak bir
şey kesinlikle vardır ama anlaşılacak ne vardır ki?” (s.145)
“İnsanlar birbirlerini göz önüne alırlar ve göz önüne
alınacak milyonlarca insan vardır. Eğer herkesi göz önünde tutmayı sürdürürsen
, asla bir birey olamazsın, yalnızca karmakarışık bir çorba olursun. O kadar
taviz verirsen çoktan intihar etmiş olursun.” (s.154)
“Hayat, ancak korku olmadan mümkündür. Hayat, korkuyla
değil ancak aşkla mümkündür.” (s.157)
“Bir insan ne kadar hassassa, onu o kadar hoşnutsuzluk
içinde bulursun. Ne kadar zekiyse o kadar hoşnutsuzluk bulunur. Her zaman böyle
olmuştur.” (s.175)
“Aşk, biz birbirimiz için yaratıldık duygusudur. Aşk,
artık aramaya gereksinim olmadığı anlamındadır.” (s.177)
“Ben aşkın yanındayım çünkü aşk başarısızlığa uğrar.
Evliliğin yanında değilim çünkü evlilik başarılı olur; seni kalıcı olarak
yerleştirir.” (s.178)
“Pek çok güzel hayal ve maceradan sonra hiçbir şey
değişmez, hiçbir şey değişmez. Ama ben yine de bunları yaşamanı söylüyorum.
Hiçbir şey değişmez ama bütün bu hayalleri ve güzel maceraları yaşayarak sen
değişirsin. Dünyada hiçbir şey değişmez.” (s.179)
“Hayat, önceden hazırlanmış, kullanılabilir bir şey
değildir. Yarattığın hayatı alırsın, içine konduğun hayatın içinden çıkarsın.
İlk olarak içine anlam koymak zorundasındır. Ancak o zaman canlı olabilirsin.” (s.197)
“Aşk, sadece aşk, ruhsal mevcudiyeti bilmeye
muktedirdir.” (s.277)