“Willy önemli değil
Hiçbir şey önemli değil
Uzun yollar ve köyler ardarda diziliyor
Anlamsız dağlar ve sonra deniz
Bir kanepede oturarak öleceğim
Ve hiçbir yere kaldıramayacaklar beni
Ölüme giden yol çok uzun
Yoruyor beni...” (s.31)
“O gece insanın kavrayabileceğinden daha çok şey
bilmesinin bir mutsuzluk olduğunu düşündüm. Bu bazen olgunluktur. Ama olgunluk
değilse, o zaman çöküştür.” (Boris P.) (s.68)
“Özledim diyor, özlüyor, ama özlediği şeyleri hiç
tanımadı daha.” (s.71)
“Zaman zaman bir şey yaşarken, olaya dışardan bakıp, o
olayı yazmak için yaşadığım duygusuna kapılıyorum. O zaman içimden bir ses,
karşıdakine haksızlık ediyorsun, diyor. Olmaz böyle şey diyor. Olayın içine
tümüyle girmeye çabalıyorum. O an da kendime haksızlık ediyormuşum gibi oluyor.
Böylece kendim ve gözetimim arasında bölünüp, zamansızlığıma dalıyorum.” (s.84)
“Uzun caddelerde yaşamı o kitapta olduğu gibi yoğun
yaşayıp yaşamadığımı düşündüm. Aşkı, duyguları, özlemleri. Yoksa ben yaşanan
tüm olayların bir gözlemcisi, dünyanın, duyguların, özlemlerin, ülkelerin,
alışkanlıkların, bir seyircisi miyim? Belki de gövdenin öldürücü acılarını
gözlemci olarak taşımak daha kolay olurdu. Peki ama sevinçler ve istekleri ne
yaptım? Duyguların derinliğinden bir gözlemci olarak kaçtım mı, onların
yarattığı akıntılarda Ben’im tümüyle yer almadı mı ve zaman dışı sessizliğimde
yeterince içten değil miydim?” (s.92)