“Bizi bıraksalar. Ben onun dizlerine yatsam.
İçgüdülerimizle gövdelerimizi tanısak. Birbirimizi sevsek. Doğanın
geliştireceği sevgi içinde büyüsek. Ana karnındaki çocuk gibi.” (s.9)
“Yatakta uykuyu her zaman aradım.” (s.9)
“Ölüm düşüncesi izliyor beni. Gece gündüz kendimi
öldürmeyi düşünüyorum. Bunun belli bir nedeni yok. Yaşansa da olur, yaşanmasa
da. Bir kaygı yalnız. Beni, kendimi öldürmeyi denemeye iten bir kaygı.” (s.12)
“Pazar günleri... Şimdilerde... Sokak aralarından
geçerken... Gözüme pijamalı aile babaları ilişirse, kışın, yağmurlu gri
günlerde tüten soba bacalarına ilişirse gözlerim... Evlerin pencere camları
buharlaşmışsa, odaların içine asılmış çamaşır görürsem, bulutlar ıslak
kiremitlere yakınsa, yağmur çiseliyorsa, radyolardan naklen futbol maçları
yayımlanıyorsa, tartışan insanların sesleri sokaklara dek yansıyorsa, gitmek,
gitmek, gitmek, gitmek, gitmek...... isterim hep.” (s.16)
“Yıllar sonra, sabah karanlığında küçücük ilkokul
çocuklarının belleğimden silemediğim vatan şiirlerini ezberleyerek, siyah
giysiler içinde okula gittiklerini görünce, nemli İstanbul sabahlarında...
Hiçbir yanlış değişmedi diye düşünmekten kendimi alamıyorum.” (s.22)
“O yaz günü Sirkeci Garı’nda Günk’ü geçirirken insanı ve
erkeği öğrenmenin bu denli güç olduğunu hiç bilmiyorum. Erkeği öğrenmek için,
çok erkek tanımak gerektiğini de bilmiyorum. Mutluluğun, insanın kendi
kendisiyle hoşnut olmasıyla
başlayacağını da bilmiyorum.” (s.31)
“Genç. Ama yüzünde derin çizgiler var. Sanki çocukken
bile yüzü buruşukmuş. Genç ama her şeyi yaşamış da, artık hiçbir şeye
aldırmıyor gibi bir tutum içinde. Gelişigüzel alıyor yaşamı. Sıkılıyor. Sıkılan
erkekleri de hiç sevmem.” (s.41)
“Çoğu kez insan yaşamı, yaşanmış coşkuların anısı ile de
geçer.” (s.56)
“Onunla birlikte hiçbir şeyim ölmedi. İnsan ölümünü kendi
kendine ölüyor.” (s.57)
“Sonra yeniden sevmek istiyorum. Masmavi gözleri var. Onu
sevmeyi bir tutku haline dönüştürüyorum. Bu sevgide tüm sevgilerim, sevebilme
gücüm var. Gelecekteki sevgileri de yaşar gibiyim. Geçmiştekileri de.” (s.60)