8 Tem 2014

Hüsnü Arkan - Ölü Kelebeklerin Dansı

“Düşünde kendini bir kelebek olarak gören biri bir kez uyandıktan sonra, bir kelebek olmadığından ve artık düşünde kendini bir insan olarak görmediğinden hiçbir zaman emin olamaz.” (s.8)

“Bir erteleme haliydi yaşadığım. Bir randevuydum. Ne zaman, kiminle bilinmez!” (s.13)

“Hayat, her şeyden önce tasarlanması mümkün bir şeydir. Kötü bir tasarım için bile ruh gücü gerekir.” (s.14)

“Herkes, görebildiği ve anlayabildiği kadarıyla yaşar zaten. Fakat aynı zamanda herkes, göremediği ve anlayamadığı kadarıyla bir ölüdür.” (s.36)

“Aşk ve huzur. Bu ikisi kulağa hoş geliyor.” (s.72)

“Kendini güzel buluyor olmalıymış içtenlik. Esrikliğini de, şaşkınlığını da kendine yakıştırıyormuş. Kim bilir, belki de hoş bir şeymiş yaşadığı; kanlar içindeyken bile gülümsüyormuş çünkü.” (s.100)

“İyi olan şeyler yitirildiklerinde tanrılaşırlar. Tıpkı Tanrı’nın kendisi gibi.” (s.123)

“Her zaman, her şeyi, kapalı bir dünyada, kafamın içinde yaşadım. Başkalarıyla, başkalarının durumuyla ilgilenmedim. Bunun bir tür doğal nezaket anlamına geldiğini sanıyordum. Gerçekte, başkalarının ne yaptığı, ne istediği, nasıl yaşadığı hiçbir zaman umurumda olmadı benim.” (s.131)