“Helen’in ölümü benim yaşamıma giriyor ama ben onun
ölümüne giremiyorum.” (s.15)
“Yüreğiyle aklının kınadığı her şeyi aceleyle
savunuyordu: babamı, evliliği, kapitalizmi. Çünkü yanlışlık kurumlarda değil,
varlığımızın derinliklerindeydi. Bir köşeye sığınıp, kendimizi olabildiğince
ufaltmak zorundaydık.” (s.18)
“Marx’a hayranım. Çünkü insanlardan verileni değil, kendi
aldıklarını kabul etmelerini istiyor.” (s.20)
“Siz kitap okumayı seviyorsunuz. İyi bir kitap kadar
insanı kendinden uzaklaştıran hiçbir şey yoktur.” (s.65)
“Siyaset, insanlara dıştan eylemde bulunma sanatıdır;
insanlığın bir bütün olarak kendi içinde örgütlenebildiği gün, siyasete hiç
gerek kalmayacaktır.” (s.68)
“Senin mutluluğun için gerekliyim dedi Helene. Ama
yaşamın için gerekli değilim.” (s.92)
“Sizi böylesine güçlü kılan da bu; öyle kendinize
yeterlisiniz ki, sanki kendi kendinizi yaratmışsınız gibi geliyor bana.”
(s.115)
“Sevilmek pek zevkli değil, insanın sevebileceği birisini
bulması daha güzel.” (s.116)
“İnsanlar özgürdür dedim. Ama herkes yalnızca kendisi
bakımından özgürdür; onların özgürlüklerine ne dokunabiliriz, ne başlarına
gelecekleri bilebiliriz, ne de onlardan özgür davranmalarını isteyebiliriz.
Bana üzüntü veren şey de bu; kişinin kendine özgü değeri yalnızca kendisi için
vardır, benim için değil: yalnızca dış görünüşüne erişebilirim onun; ben de
anlamsız bir dış görünüşten başka bir şey değilimdir onun için, olmayı kendim
bile seçmediğim bir veri.” (s.119)
“-Onu sevmediğinizden emin misiniz?
-Sevgi değil bu.
-Ama belki de siz başka türlü sevemiyorsunuz.
-Belki ama bu bir
şeyi değiştirmez. Onun sevgi dediği bu
değil.” (s.134)
“Sen kendini doldurmaktan hoşlanıyorsun. Herkes tamam
olanı arıyor, çevrene bir bak: yanlarında somut bir şey duyabilsinler diye kaldırımın
ortasından kaçarak duvar diplerine sokulan ne çok kişi var; bazıları sanki bir
gitarın tellerine dokunuyorlarmış gibi, ellerini parmaklıklar boyunca
sürüyorlar. Nesnelere dokunmak kadar kesinlik taşıyan hiçbir şey yok.” (s.136)
“Yaratmak kişinin varlığını dile getirme çabasıdır; ama
önce biz varolmalıyız. Bu büyük bir çaba. Benlikle bağlantı kurmanın bir yolunu
bulmak gerek.” (s.137)
“Bu çeşit insanlar korkunçtur. Zamanı yitirmek
istemezler, armağanları yitirmek, parayı yitirmek istemezler. Ve bir şey
yitirmemekle ne kazanacaklarını hiç ama hiç sormazlar kendilerine.” (s.138)
“Hasta değilim. Hasta olsaydım iyileşebilirdim. Hayır.
Ama yaradılışımda eksik bir şey var, bu da iyileşmiyor.” (s.160)
“-Birbirini sevmek de o kadar doğal bir olay değil. Senin
benim için tek olduğunu düşünmek ne tuhaf. Bu bir sanrı değil, öyle değil mi?
Sen teksin.
-Buna sen karar
veremezsen kim verebilir? Gerçekten de sevginin en güzel yanı bu: onu biz
gerçek kılıyoruz.” (s.168)