5 Haz 2012

Mine Söğüt - Deli Kadın Hikayeleri


“İçlerine açılan kapıların arkasına saklanmış kadınların, delirerek bedenlerinden dışarı açtıkları pencerelerden bakacağım.” (s.9)

“Hiçbir ev kadını, kendini mutfakta asmaz. Yemeklere yas sıçratmaz.” (s.12)

“-Deli olduğunun farkında mı? Bunu bilebilir misiniz?
-Evet, farkında.
-Deliliğinden kurtulmaya çalışmamış mı hiç? İyileşmeye…
-Hayır, o çok sevmiş deliliğini.
-Nereden anladınız bunu?
-Bir zamanlar yatağının durduğu yerin tavanına takılı kancalardan. Kendini öldürme fikrini bu kadar çok seven biri, kendini de çok seviyor demektir. Kendini ve deliliğini…” (s.43)

“Pencereden dışarı bakıyorum.
İçimde ateşler yakıyorum.
Yaptığım her yemek o ateşte pişiyor.
Doğurduğum her çocuk o ateşte eriyor.
Sevdiğim her erkek o ateşte ölüyor.
Bir bardak su içsem… Söner mi?
İsteklerimi nehre gömsem… Cinayetler biter mi?
Her şey senin yüzünden, diyor babam.
O kupkuru bir adam.
İçinde ne ateş var, ne su.
O da biliyor, benimse içimde hem ateş var, hem su.” (s.73)

“Ah Allah’ım erkeklik hep hatırlanan bir şey midir? Erkeklik bu kadar tehlikeli midir? Şükürler olsun kadın doğduğuma.” (s.78)

“Bir keresinde gölgeme gömülmüştüm.
Günler geceler boyu gölgemle sevişmiştim.
Korkma demişti yılan gözlü falcı, kadın böyle bir şeydir.
Aşk diye diye kendini öldürür.
Defalarca ölmüştüm, her seferinde yeniden dirilmiştim.
O yüzden biraz çürük kokar nefesim.
İçimde aşkla terbiyelenmiş cesedim.” (s.99)

“Dağa baktığımda dağ görmem
Suya baktığımda su görmem
Gözlerimin yerinde derin bir boşluk
Yüreğimin yerinde yalçın bir korku
Kadınım… Kadınım… Artık kadınım…” (s.105)

“Omzumda hiç kapanmayan bir yara
Topuğumda hiç kaynamayan bir kırık
Saçlarımın ucu yanık yanık
Binlerce yıldır kandırıldık.
Ben artık doğurmayacağım.” (s.121)

“Kadın değilim ben,
Doğurmadım, sevişmedim,
O kapıdan geçmedim.
Daha içime çökmedim.” (s.137)

“Gözleri kapalı bir kedi, kimsenin bilmediği bir dilde,
Kadının doksan dokuz ismi var dedi.” (s.145)

“Babama annemin onu gerçekten sevmesinin imkansız olduğunu sen mi söylemiştin anneanne? Kalpler tepelerden kıyılara yuvarlanır ama kıyılardan tepelere tırmanmaz mı demiştin? Babamı, annemin onu sevmediğine inandıran sen miydin? İkisini de aslında sen mi öldürdün? Aşkı hikaye yapan imkansızlıktır değil mi anneanne?” (s.157)

“Şehri avucumun içine alsam, elimde bir bez, her yanını ovalayıp parlatsam… Şehir tehditten arınır mı? Binbir çeşit kadınlık hali yepyeni bir kadere kavuşur mu?” (s.171)