23 Ara 2011

Melih Cevdet Anday - Akan Zaman Duran Zaman


“Zaman hem akıyordu, hem durmuştu; çevremdeki nesneler hem yok olup gidiyor, hem ölümsüzleşiyordu. Alışılmış bir dünyayla alışılmamış bir dünya arasındaki ayrımlaşmaydı bu.” (s.3)

“Düşünüyorum da, ölenlerin zamanı gerçekten durmuştur, hiçbir değişikliğe gereksemesi yoktur. Biz akan zaman içinde onlarla kaşılaşıyoruz ikide bir. Tuhaf bir şey bu; onlar biraz bizimle akıyor, biz biraz onlarla duralıyoruz. Ölüm, bir söylencedir.” (s.3)

“Yakup Kadri’yi bir gün Ankara’da, Ulus Alanı’nda gökyüzüne bakarken görmüştüm. Neydi bunun anlamı? Hep merak etmişimdir. Belki anahtarını kaybetmişti de onu düşünüyordu. Çünkü gökyüzüne bakmak kolay değildir.” (s.17)

“Yeteneksiz ozanlar olmasa, iyi ozanlar da olmazdı denebilir, çünkü şiirin ne olduğu değil, ne olmadığı tanımlanabilir ancak.” (s.20)

“Coşkunun olmadığı yerde eylemin doğamayacağını biliyorum ama ya ondan önce ya da ondan sonra düşünsel belirleyici eylemin bulunması gerektiğini de.” (s.126)

“Şiir gerçi bir söz sanatıdır ama bir öz sanatıdır da. Bu bakımdan başka dile çevrilebilmelidir. Ben şiirin çevrilebileceğine inanıyorum. Giderek daha da fazlasına, şiir dilinin müzik gibi uluslararası bir dil olduğuna inanıyorum. Dünya ulusları birbirlerini, belki her şeyden çok şiirle anlayacaklardır. (Philippe Soupault)” (s.133)

“Şiir, bilinen sözcüklerle bilinmedik sözler kurmaktır.” (s.150)

“Hayvanlar konuşmadıkları için
Kim bilir ne güzel düşünürler
Tıpkı ellerimiz gibi…” (s.151)

“Yaşanan hangi güzel şey bitmiştir ki!
Dile getirildi mi bütün anılar yeniden yaşanır.” (s.209)

“Bir kitapta suç öğesinin bulunup bulunmadığının anlaşılması için o kitabın okunması gereklidir; okuyup da yasaklamaksa okuyanın o kitaptan zarar görmüş olmasını zorunlu kılar. Başka bir deyişle, okuyan o kitabın zararlı etkisine girmiş demektir ki yasaklayamaz artık. Çünkü zararlı etki, zarar olarak görünmez ona, yararlı gelir. Yok, böyle bir etki söz konusu değilse yasaklayan, başkalarını koruma kaygısıyla böyle davranıyor demektir, bu da çok tartışma götüren bir konu açar önümüze.” (s.226)

“Kitap için zararlı yararlı ayrımı görece bir ayrım olmaktan öteye gidemez. Çünkü kitap yiyecek içecek maddeleri gibi bir şey değildir, düşündürmek için yazılmıştır.” (s.226)

“Şiir yaşamak için güzeldir, ölüme yardımcı olmaz.” (s.229)

“Hiçbir ölüm haberi inandırıcı değildir. Orhan Veli’de Cahit Sıtkı gibi, ama ondan çok çok daha kısa bir süre bilincini yitirmiş olarak yaşadı, ölümü hadi anladık diyelim, ama o bilinçsiz geçen, üstelik bir ozanda bilinçsiz geçen o süre için ne diyeceğiz? Güzel dizelerin yaratıcısı olan beyin kendini unuttuğunda bilinci nereye bırakıyor? Sanıyorum yaşayanlara.” (s.236)

“Bilimin en büyük buluşlarında deha, çocuklardakine benzer bir meraktan kaynaklanmıştır. Çünkü çocuk, doğaya alışmamıştır daha; bundan ötürü de onun gizlerine daha yakındır. Çocuklardır bize yol gösterenler.” (s.311)