28 Ara 2025

Banu Özyürek - Bir Günü Bitirme Sanatı

                                       

“Tanrı, insanı yalnız yaratmamalıydı! İçine bir insan daha koymalıydı. Parçalanmış benlikten bahsetmiyorum. Gerçek bir ikinci insan sözünü ettiğim.” (s.13)

“Her çaresizlik anında olduğu gibi anılara saldırdık. Anılar maharetli ellerde siyah beyaz fotoğraf tadı verebilirdi. Evet anılar, adabınca kullanırsanız şık bir dolgu malzemesidir.” (s.21)

“Bir şey yeniden yaşandığında, ilkinde ona verdiğimiz anlam silinebilir mi? Semra benim sözcüklerle başı derde girmiş biri olduğumu unutabilir mi? İnsanlıktan el yaka çektiğimi…

Semra,

Her şeyin başka türlü olmasını isterdim. Bunda bir tuhaflık yok, insanların çoğu başka türlüsü ile daha mutlu olacaklarını düşünürler.

Ellerinde hiçbir delil ve güvence yokken yine de böyle düşünürler, çünkü kimse mutlu değildir ve genellikle mutluluğun mümkün olduğunu varsayarız.

Şöyle söyleyeyim, seninle mutlu değildim. Ama olabilirdim. Eğer sen beni aramış olsaydın. Herhangi bir şey yaparken, biraz da münasebetsiz ziline sinirlenerek telefona koşsaydım, sesimin tonu ile sana pek de uygun bir zamanda aramadığını hissettirseydim,

Talep eden sen olsaydın,

Gıdım gıdım arz eden ben olsaydım,

Sesindeki heyecanla, konuşmayı bir cümle daha uzatmak isteyişinle gönlüme bir güven duygusu dolsaydı, bu geceyi yarının ümidiyle geçireceğini bilseydim…” (s.23)

“İnsan yalnızlıktan yaptığı hangi işi yalnızlığı unutarak yapabilir ki?” (s.26)

“Ah, ölüm bile yaşamak için çevrilen bir oyun.” (s.33)

“Semra, görüyorsun ya insan hiçbir zaman güvende değil. Bu yüzden rahatla. Bak, hayat sana elindeki kozları bile kullandırtmıyor. Rahatla.

Hem insan bilmediğinden değil, bilmediği hakkındaki düşüncelerinden korkar. Sen kendinden korkuyorsun. Korkma. Hepimiz korkuyoruz.” (s.35)

“Bir gün her şeyin değişeceği umuduyla ve hiçbir şeyin değişmemesinin huzuruyla yaşıyoruz.” (s.44)