“Okyanusun içinde kendi soluğunu tüketerek kaybolan bir
denizaltıdır ev, canlılar geçer pencerenin önünden, su götürür yeryüzünü.”
(s.26)
“Ayrılmak bir solucanın ikiyi bölünmesi gibidir, her iki
parça ayrı ayrı yaşamaya devam eder, bir zamanlar tek parça değilmiş gibi,
tanımaz birbirini parçalar.” (s.26)
“Yaşamak, her şeye rağmen bir iz bırakmaktır yeryüzünde.”
(s.26)
“Keşke biraz daha kalsaydım. Keşke yarın gene geleceğim
deseydim. Gene geleceğim, çünkü sizi kendime benzettim. Sizi ve kendimi suda
yüzen yağ damlasına benzettim. Kendine benzeyen bir damla arayan ve bir türlü
suya karışamayan iki yağ damlası.” (s.37)
“-Ama sonunda kaybeden siz olmuşsunuz.
-Kayıp mı? Kaç
kişi böylesine sevebilmiştir dünyada?
-Ama kucağında
bir kucak korla kalan siz olmuşsunuz.
-İyi ya boş
değildi kucağım.
-Ama yandınız,
kül oldunuz.
-Ama vardım, kül
bunun kanıtı.” (s.104)
“Belki de bir türlü yaşamadığımız için bu kadar büyüdü
aşk. Aslında kısa bir şeydi, zamana yayıldı.” (s.116)