“Tüm ruhların da, bütün evler gibi, cephelerinin yanı
sıra gizli içleri vardır.” Raul Brandao
“Ölmek, var olmuş olmak ve artık olmamaktır.” (s.10)
“İkisi de diğeri konusunda kendilerini kandırmıyorlar,
gençlik ateşinin sonsuza dek söndüğünü biliyorlardı, ama birbirlerini bugün de
otuz yıl önce evlendikleri günkü kadar şefkatle seviyorlardı. Belki de aşkları
çoğalmıştı, çünkü artık gerçek ya da hayali kusursuzluklardan beslenmiyordu.”
(s.16)
“Geçmiş hatırlamak, şimdi yaşamak, gelecek de kaygılanmak
içindi.” (s.44)
“Kimse unutmadan unutup unutamayacağını bilemez. Bunu
önceden bilebilmek mümkün olsaydı, çözümü çok zor birçok şey kolaylaşırdı.”
(s.88)
“Büyüyünce mutlu olmak isteyeceksin. Şu anda mutlululuğu
düşünmüyorsun ve tam da bu nedenle mutlusun. Düşününce, mutlu olmak isteyince,
mutlu olamazsın.” (s.90)
“Mutluluk, fethedilen bir şey değildir. Sana öyle
olduğunu söyleyecekler. İnanma buna. Mutluluk vardır ya da yoktur.” (s.90)
“Sert mi? Hayır, kırılganım inanın bana. Kırılganlığımdan
emin olduğum için bağlanmaktan kaçıyorum. Teslim olursam, beni ele
geçirmelerine izin verirsem, kaybolurum.” (s.105)
“Anlayış bir sözcükten ibarettir. Kimse yerinde olmadığı
birini anlayamaz. Kimse aynı anda hem kendisi hem de bir başkası olamaz.”
(s.154)
“Hepimiz düşüncemizi uyuklatan gündelik morfin dozunu
alıyoruz. Alışkanlıklar, kötü huylar, yinelenen cümleler, bildik hareketler,
tekdüze arkadaşlar, gerçekten nefret edilmeyen düşmanlar; bunların hepsi
uyutur. Dopdolu yaşam... Yaşamı dopdolu yaşadığını söyleyebilecek kim var?
Hepimizin boynuna tekdüzeliğin yuları geçirilmiş, hepimiz kim bilir neyi
bekliyoruz? Bazılarının kafası daha karışık, ama bekleyiş hepimizin.” (s.207)