“Ama görüyorsun ya yokluk bile bazen bir zenginliği ifade
edebiliyor.” (s.22)
“-Bugün nasılsınız müdür bey?
-Dünkü gibiyim.
Dün de evvelsi günkü gibiydim. İnsan nasıl yıkıldığının farkın varamıyor ki.
Benim asıl hastalığım ne biliyor musun? İyimserlik...” (s.22)
“Bir zamanlar çocuk olduğuma inanamıyorum. Büyüdüğüme de
inanamıyorum. İşe giden, işten dönen, içine kapanık, sessiz adamı sokakta
görsem tanımam. Siz tanır mısınız?” (s.27)
“Bence her insan iki kişidir. Birincisi önden gidip yolu
açar. Ama belki de kapatır emin değilim. Öteki bazen irkilerek, korkuyla; bazen
de umut ederek onun peşine takılır.” (s.28)
“Benim yaşadığım çağda düşünce kör bir adamdı. İçimizde
ürkek adımlarla yürüyor, bazen sopasıyla tesadüfen yaralarımıza dokunuyordu.”
(s.31)
“Küçük bir kasabada yaşıyordum. Bir karım ve bir kızım
vardı. Gerçeğe benzeyen tek şey belki de onlardı. Ben onların sahibiydim, onlar
da benim sahibimdi. Dünyayı parçalara ayırıp, bölüşüyorduk.” (s.39)
“Saklanmak, şaşırtıcı şeylerle karşılaşmaktan bin kat daha
iyiydi. Saklanmak, şaşırtıcı bir şey olmaktan bin kat daha iyiydi.” (s.40)
“Gerçek böyle bir şeydi işte; dokunaklıydı.” (s.41)
“Başıma gelecekleri umursamayı, kendime karşı işlediğim
vicdani bir suç olarak görüyordum.” (s.45)
“Çiftlik evinde ve köye Vacidan’la benim dışımda kimse
kitap okumuyordu. Belki de zamanları yoktu; bilmiyorum. Belki de yaşamdan öğrenmek
kolaylarına geliyordu. O zaman şunu anladım: bilgi, başkaları için bir ihtiyaç
değilse hiçbir şey yapamazsınız. Dar bir ırmağın üstünde, küçük bir kayıkla
kendi kendinize gider gelirsiniz. Siz okuduklarınızla parmak kadar da olsa yol
aldığınızı düşünedururken, neredeyse kendi kendinize yarattığınıza inanmaya
başladığınız sorunların içinde anlamsızca debelenirken, onlar hayattan
öğrendikleriyle size tur bindirirler.” (s.101)
“Güvenliğe duyduğum gereksinimin tutkularımı
dizginlemesine izin veriyordum. Bazı şeylere razı olunca, öteki bazı şeyler
yaşamımdan uzaklaşıyordu. Farkında bile olmuyordum.” (s.103)
“Yarın var! Çünkü hepimiz bunun için yaşıyoruz.” (s.111)
“Bunca yıl sonra anladığım tek şey şu; ben bir açım ve
yalnızca kendi hayatıma diş geçirebilirim. Yasallığı olan biricik suç biçimi
budur.” (s.117)
“Onlara güvenmeyin. Hiç kuşkunuz olmasın; onlar
vicdanlarıyla da savaşmanın ustasıdırlar.” (s.193)
“Düşünmek bir şeydir çocuk. Üstelik önemli bir şeydir;
düşünerek doymuş bir çözelti haline gelebilirsin... Ama yine de gerçek
olamazsın. Gerçek olmak için yanlış yapmayı öğrenmelisin.” (s.203)
“Aslında gerçek diye bir şey yoktur. Sana ait bir şey
vardır. Yeni bir Tanrı icat etmeyi aklından bile geçirme.” (s.203)
“Biliyor musunuz, hep şu duyguyla yaşanır; biri gelip
sizi bulacak... Bütün yaşadıklarınızı aklayacak ve gerçekten yaşamış olduğunuza
sizi inandıracak.” (s.205)
“Yaşlılık! Bütün defterlerin son sayfası! Açmaya
korkarsınız, kendiliğinden açılır.” (s.206)
“Kendiyle derdi olmayanların başkalarıyla da derdi yok,
biliyor musunuz?” (s.211)