“Kim, nasıl, hangi bahaneyle onu bana tanıştırdı? Unuttum
gitti. Çünkü unutulmayacak yalnız o kaldı.” (s.16)
“İçim ona nehirlerin denize aktığı gibi akıyordu.” (s.16)
“Çocukluk geçirmeyen var mı? Kim bilir, belki o da bir
gün kovayla evine bir güneş götürmüştür.” (s.30)
“Büyük hayaller kuralım sevgilim! Ben şimdi böyle
yapıyorum.” (s.38)
“İmkanı yok, sen onu artık unutamazsın, her kadında
şimdiden sonra o vardır.” (s.44)
“Kitaplardan öğrendim. Muhakkak aşık olmak arzusunu
kitaplardan kaptım. Sonra kanıma işledi. Aşık olmalıydım. Saadet denilen bir
şey olacak; bulabilir miyim acaba?” (s.89)
“Sevgilim, bizim memleketin çocuklarının ne kadar güzel
olduklarını bilir misin? Nasıl bilmeyeyim, deyip gülme; hepsi bana benzemezler.
Belki ben bir istisnayım? Hem ben çirkin miyim, sevgilim? Ben de insanoğluyum.
Bu, senin beni bir sevmene bakar.” (s.103)
“Bırakalım insanları istediklerini yapsınlar. Herkes
kendi hikayesini yazacaktır.” (s.119)