“Yerine göre kader dediğimiz şey, dar bir yerde sürekli
yönünü değiştirerek dönüp duran bir kum fırtınasına benzer.” (s.9)
“Yolculuk yol arkadaşıyla, dünya duyguyla...” (s.33)
“Çocukların yüreği yumuşak olur, istediğiniz şekli
verebilirsiniz. Ancak o yürek bir kez belirli bir şekle girince, eski haline
çok zor döner.” (s.143)
“Şu dünyada insanlar can sıkıcı olmayan şeylerden hemen
bıkarlar. Bıkmadıkları şeylerse çoğunlukla can sıkıcı şeylerdir. Bu her şeyde
böyle olur. Benim sıkılmaya harcayacak zamanım var, ama bir şeylerden bıkmaya
harcayacak zamanım yok. Çoğu insan bu ikisi arasındaki ayrımı yapamaz.” (s.156)
“Sessizlik kulaklarla duyulabilen bir şey.” (s.194)
“Mutluluğun tek bir türü vardır, ama mutsuzluk binbir
şekilde ve büyüklükte gelebilir. Tolstoy’un dediği gibi: Mutluluk masal,
mutsuzluk ise öyküdür.” (s.223)
“Aşk dediğin dünyayı yeniden inşa etmek demektir. O
yüzden, insana her şeyi yaptırabilir.” (s.317)
“İnsan kendisinin eksik bir parçasını bulmak umuduyla
aşık olur. O yüzden de, aşık olduğu insanı düşünürken, kişisine göre değişmekle
birlikte, az ya da çok hüzünlenir. Çok eski bir zamanda kaybettiği, özlemle
andığı, uzaklarda kalan bir odaya adımını atmış gibi hislere kapılır. Bu hissi
ilk keşfeden sen değilsin. O yüzden telif hakkı için başvuru yapmaya da
kalkma.” (s.413)
“Bazı şeyleri tecrübe ettiğimizde içimizde bir şeyler
olur. Kimyevi tepkime gibi. Sonrasında bizler kendimizi incelediğimizde,
yerinde durması gereken ibrenin bir basamak daha yukarı çıkmış olduğunun
farkına varırız. Dünyamızın biraz daha genişlediğinin. Benim de öyle
tecrübelerim vardır. Çok nadiren de olsa, evet, var. Aşk gibidir.” (s.529)
“Berlioz’un bir lafı vardır: Eğer sen Hamlet’i okumadan
yaşamını tamamlıyorsan, ömrünü bir kömür madeninin dibinde geçirmişsin demektir.”
(s.529)
“Neden birini çok sevmek, aynı zamanda o insanı derinden
yaralamakla aynı olsun ki? Yani eğer öyleyse, birini çok sevmenin ne anlamı var
ki?” (s.560)