“Son ağaç öldüğünde, son ırmak zehirlendiğinde ve son
balık tutulduğunda parayı yiyemeyeceğimizi anlayacağız.” (Kızılderili Atasözü)
(s.19)
“Kalplerini gülümseme maskesi arkasına saklayarak daha
fazla kırılmaktan korumaya çalışanlar, bir gün artık sahiden
gülümseyemediklerini farkederler.” (s.43)
“Karar verdiğimizde en önce sesimiz değişir, karar alan
gücümüz sesimize ve sırtımıza yerleşir.” (s.76)
“Bütün akanlar arasında sadece sudur, insanın dışını
yıkarken içini de temizleyen.” (s.78)
“Dünya, aradığını çok isteyenin bulmak, az isteyenin
şikayet etmek, hiç istemeyeninse seyretmek için zaman harcadığı bir gezegen
değil midir?” (s.101)
“Uyum ile uyumsuzluk, gezegenimizin üzerinde durduğu
tahterevallinin iki ucundaki ağırlığın adıdır. Yoksa, hayvanın uyumsuzuna
vahşi, bitkininkine yabani, ırkların uyumsuzuna barbar, insanın uyumsuzuna - eğer zeki bir erkekse - dahi, sıradansa bela ya da ıssız adam,
kadının uyumsuzunaysa zaten zeki ve cesur olacağı için toptan cadı dendiğini
hepimiz biliriz. Uyum, yalnızca evcilleştirme, düzen ve sistem kurma gibi
anlamlar taşımaz, aynı zamanda sistemin parçası olarak bireyseli de yok eder.”
(s.103)
“Zeka, sanılanın aksine güzellikten daha fazla kıskançlık
yaratır. Zeka geçici değildir, üstelik köreltilmezse, yıllar içinde tecrübeyle
serpilir, parlar, iktidar için güzellikten daha fazla işe yarar.” (s.123)
“Büyük hayal kırıklıklarının bağışıklığı zayıflattığını,
bu hastaların reçetelerine bol bol hayal kurma egzersizi yazmalıydı.” (s.133)
“İnsan en çok kendisinden soğuduğunda yalnız kalıyordu.”
(s.134)
“Akıl, tek bir cinsiyete bırakılmayacak kadar önemlidir.”
(s.198)
“Aşk, insana kalbinin yerini öğretiyor.” (s.217)
“Beynimizin kullanmadığımız kısmı bizim sayılır mı?
Özgürlük böyle soyut bir şey.” (s.325)